Lost 6. sezon izle ve indirme sitesi

Yapımcıların, cevapların %70′i ilk bölümde demesinin üzerine, oturdum ve Pilot bölümleri kare kare izledim, sonra da oturup bu teoriyi yazdım. Neler çıkardım neler kendimce, tahmin bile edemezsiniz. Birazdan hepsini okuyacaksınız. Teorimin ana fikri ise şu; Jack herşeyi ama herşeyi biliyordu. Nasıl mı, buyrun başlayalım

1.Sezon 1.Bölüm’de hepimizin bildiği gibi Jack’in gözlerini açmasıyla başlıyoruz hikayeye. Jack’in ölü olarak bildiğimiz babası Christian Shephard Vincent’ı gönderip oğlu Jack’i uyandırıyordu.

Bu sahneyi ikinci nerde gördük? 5.Sezon 6.Bölüm’de, Jack’in ikinci kez adaya düşüşünde. Şimdi ben iddia ediyorum ki; aslında 1×1′de gördüğümüz bu sahne, Jack’in adaya üçüncü kez düşüşü. Nasıl mı? Birazdan anlayacaksınız.

Bu arada resimde görülen Jack’in sağ tarafındaki materyal de nedir? Siyah, dürbüne ya da sopaya benzer bir şey? İçi boş gibi görünüyor, silaha da benziyor, bir silah dürbününe de? Bilemiyorum. Umarım teori ilerledikçe açıklamaya çalışırım.

Yapımcılar ne diyorlar? Cevapların %70′i ilk bölümde. Yapımcılar başka ne diyor? Dizinin sonunu bilen tek kişi Jack, diyorlar. Neden böyle diyorlar hiç düşündünüz mü? Hemen söyliyeyim. Jack, dizinin sonunu biliyor çünkü eğer bilmeseydi 1.Bölümdeki oyunculuğunu asla bu kadar iyi bir performansla sergileyemezdi.

Tüm kazazedeler, sudan çıkmış balık gibi enkaz çevresinde dolanırken Jack ne yapıyor? İnsanları kontrol ediyor, yaralılara yardım ediyor, plan yapıyor, kokpiti bulmak ve ada dışına sinyal göndermek istiyor. Tüm bunları yaparken gözü kara, tereddütsüz, herşeyden sanki haberi varmış gibi bir hal takınıyor. En iyi liderlik, kişisel gelişim, baskı altında çalışma vs… gibi eğitimlerin tamamını almış bir insan bile bir uçak kazasının “hemen” ardından bu kadar kontrollü davranamaz. Ama Jack bunu başarıyor, çünkü “O” herşeyi biliyor. Neler olduğunu, neler olacağını…

Enkaz alanındayız… İnsanlar panikteler, çığlık çığlığa bir o yana bir bu yana koşuyorlar, yaralılar ve korkmuşlar. Jack ne yapıyor? Gayet kontrollü bir şekilde insanlara yardım etmeye başlıyor. Bir adamın enkaz altında kalan bacağını çekip alıyor ve işte tam o sırada Claire’i görüyor. Bacağında derin bir kesik ve ciddi kanaması olan adamı bırakıp koşarak Claire’e gidiyor. Neden mi? Çünkü Jack biliyor ki, Claire onun kardeşi ve Claire hamile. “Aaron”a birşey olmaması için yardıma koşuyor. Claire’i kontrol ediyor, sorular soruyor, iyi olduğunu anladığında, Hurley’e yani Jack’in tanıdığı güvenilir birine Claire’i emanet ediyor ve Rose’a yardım etmeye çalışan Boone’un yanına gidiyor. Rose’u da hayata döndürdükten sonra Claire ve Hurley’nin üzerine uçağın kanadının düşmek üzere olduğunu fark ediyor ve koşarak onları kurtarmaya gidiyor ve kurtarıyor. Jack bu kez ne yaptı? Kalbi henüz çalışmaya başlamış bir kadını bırakıp Hurley ve Claire’ı kurtardı. Neden? Çünkü ikisi de adanın kaderinde önemli rollere sahipler. Neler olduğunu anlamaya başladınız değil mi? Jack ada kaderini, “koşulları” tekrar sağlamaya çalışıyor, hemde üçüncü kez. Ada için önemli olan kişileri kurtarıyor, yardım ediyor.

Bu sahnelerden hemen sonra Jack bir çantadan iğne iplik bulup gözlerden uzak bir yere gidiyor ve Kate’den kesiğini dikmesini istiyor. O sırada çok ama çok ilginç konuşmalar diyoruz. Kate aynen şöyle diyor; “Hiç korkmuş gibi görünmüyorsun?” Evet… Hiç korkmuş gibi görünmüyor. Neden mi, elbette herşeyden haberdar olduğu için. Jack o anda, Kate’e bir şey belli etmemek için bir hikaye uyduruyor ki, bunu daha sonra Jack Diğerleri tarafından kaçırıldığında Kate ve Sawyer’ın gitmesi için kullandığında da kendisi “hikaye” olarak adlandırıyor. Hikayeye Kate kanıyor ve hiçbir şey olmamış gibi Jack’in sırtındaki kesiği dikmeye devam ediyor.

Sonra akşam oluyor, karakterlerimiz ilk şoku atlatmış. Jack ve Kate ateşin başında oturmuşlar ve Jack, Kate’e kazanın nasıl olduğunu anlatıyor. Kate’e göre sadece tahminler yapıyor ama O gerçekten neler olduğunu biliyor. Kate ona kazanın nasıl olduğunu gördüğünü ve kokpitle kuyruğun koptuğunu söylediğinde çok ilginç bir cümle kuruyor, aynen şöyle diyor; “Ama burda, sahilde değil, kokpitte öyle…” Sahilin sadece bir kısmını görmüş birisi nasıl bu kadar emin konuşabilir sizce? Kokpitin ormanın içinde bir yerlerde olduğunu nasıl bilebilir? Çünkü biliyordur, kuyruğun nerde, kokpitin nerde olduğunu. Kate Jack’e “Tüm bunları nerden biliyorsun?” diye soruyor, Jack yine uyduruyor hikayesini; “Birkaç uçuş dersi almıştım. Bana göre değildi.” Ne zaman? Jack’in nerdeyse tüm hayatını flashback olarak gördük, ortaokulda okurken mi aldı bu uçuş derslerini? Bu da Jack’in olayları kontrol altında tutmak için söylediği koca bir yalan. Hemen bu konuşmanın ardından Blacksmoke’un sesini duyuyoruz. Herkes panikliyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama Jack ne yapıyor? Bu da nerden çıktı şimdi diye düşünüyor, hiç korkmuş görünmüyor ve Blacksmoke’un, sesi çıkaran şeyin ne olduğunu bildiği için neden bunu “o anda” yaptığını düşünüyor. Gayet sakin bir şekilde sese doğru bakıyor ve insanların nabzını ölçüyor.

Hemen ardından ufak bir flashback’le kaza anına gidiyoruz. Hostes olarak bildiğimiz Cindy, Jack’e iki şişe votka veriyor, Jack birini bardağına dolduruyor, birini ceketinin cebine koyuyor, yarası dikilirken kullanmak için. Jack neden içiyor sizce? Babası öldü, kargo bölümünde onu Los Angeles’a götürüyor diye mi? Hiç sanmıyorum. Birazdan birşeyler olacağını biliyor. Kaza olacağını ve adaya düşeceklerini bildiği için bir bardak votkayı kafasına dikiyor. Kaza olacağını biliyor, sadece ne zaman olacağını bilmiyor. O sırada uçak türbülansa giriyor ve Jack daha hostes “Kemerlerinizi bağlayın.” demeden Jack kemerini bağlıyor ve Rose’la aralarında ilginç bir konuşma geçiyor. Rose türbülanstan dolayı tedirgin oluyor ve Jack diyor ki; “Endişelenme, birazdan bitecek.” Bu sahne bana 5×6′daki Jack ve Benjamin konuşmasını hatırlattı. Ajira uçağındayken Benjamin birazdan olacakları bildiği için, sakinleşmek için kitap okuyordu ve tıpkı Jack’in Oceanic’te yaptığı gibi hem tedirgin hem de ne olursa olsun hayatta olacağını bildiği için rahat bir tavır içindeydi. Sahneleri tekrar izlemenizi tavsiye ederim, Jack’in suratındaki ifadeyi görmelisiniz. Suratı, eğer gerçekten muhteşem bir oyunculuk performansı sergilediyse şunu söylüyor; “Hadi artık, ne olacaksa olsun”



Aklından neler mi geçiyor? İnanın bilmiyorum ama kazazedelerle Jack arasındaki farkı gayet net görebiliyoruz. Birazdan Kate’le ormanın içine girecek, kokpiti bulacak. Yola çıkmadan önce Jack Kate’e daha sağlam ayakkabılar bulmasını söylüyor. Ne kadar enteresan? Jack, sahilde yattığı yerde adanın topografyasını mı çıkardı yoksa? Kate, Jack ve Charlie ormanın içine doğru yol alıyorlar ve kokpiti buluyorlar. Uçapın içine girdiklerinde, kokpit kapısını açınca Jack vericiyi bulmak için içeri giriyor ve tam o sırada Kate’de girmek istiyor ve Jack Kate’e; “Buraya gelmek zorunda değilsin.” diyor. Neden? Pilot eğer ölüyse cesedini görmesin diye mi? Bence alakası bile yok. Zaten oraya gelene kadar Kate kokpit kısmındaki bütün cesetleri gördü. Bence Jack, birazdan Blacksmoke’un pilotu alacağını biliyordu ve Kate’in bunu görmemesini istediği için böyle söyledi. Ama Kate sorun olmadığını söyledi ve içeri girdiler. Pilotla konuştular, pilot neler olduğunu anlattı. Tam bunlar olurken Blacksmoke kendini gösterdi ve pilotu alıp götürdü. Charlie ve Kate ısrarla hemen ordan kaçmak isterken, Jack yere düşen vericiyi almakta ısrar etti ve aldı. Kaçarlarken Charlie düştü, Jack geri dönüp Charlie’yi kurtardı ve o da ne? Bir anda ortadan kayboldu. Ada hakkında hiçbir şey bilmeyen bir adam ormanın ortasında nereye kaybolabilir ki? Kate ve Charlie birbirlerini bulduklarında, Jack ortada yoktu. Daha sonra birden tam Kate ve Charlie pilotun ağacın tepesindeki cesedini buldukları sırada Jack birden ortaya çıkıverdi ve sanki hiçbir şey olmamış, herşey çok normalmiş gibi bir tavırla, çalılıkların arasına girdiğini söyledi. Ben buna asla inanmıyorum. Asıl soru şu ama, Jack nereye kayboldu o sırada? Orkide İstasyonu, Desmond, mağaralar… Bilmiyorum ama bu sahnede bana 5.Sezon’da Daniel Faraday’ın zaman geçişleri sırasında Charlotte’ı gönderdikten sonra Desmond’la görüşmesini hatırlattı. Desmond’ın bu küçücük zamanda büyük bir iş hallettiğini düşünürsek, aynı şeyi Jack’de yapmış olabilir. Gerçekten olabilir…

Ormandan döndüklerinde Sayid ve Sawyer, Walt’un bulduğu kelepçeler yüzünden kavga ediyorlar. Jack kavgayı ayırıyor, Sawyer’a; “Biraz ara ver.” diyor. Sawyer da; “Tamam doktor. Kahramanımız sensin.” diyor. Yapımcılar bir gönderme yapıyor olabilirler mi? Kesinlikle…

Hemen ardından Sayid, Kate ve birkaç kişi verici için yüksek bir yerlere çıkmak istiyorlar. Kate bunu Jack’e söylediğinde Jack ajanla ilgileniyordu ve Kate’e onu beklemesini söylüyordu. Kate Jack’e; “Sahilde daha güvende olabileceğimizi nerden biliyorsun?” dediğinde, Jack; “Beni bekle, fazla uzun sürmez.” diyor. Onları ormanın içine göndermek istemiyor. Gitseler bile, kendide gitmek istiyor ki O ormanda hangi tehlikelerin olduğunu biliyor. “Eğer birşey görürsen ya da duyarsan, herhangi birşey, kaç!” diyor Jack. Kendinden gayet emin bir şekilde. İsteksizde olsa, onların gitmesine izin veriyor.

Peki Jack tüm bunları nerden biliyor? Benim kanım; zaman değişimleri. 5×6′dan sonra, yani Oceanic 6′lısı adaya tekrar geldikten sonra oluşan zaman değişimleri Ada’nın kaderinin tekrar oluşturulmasını öngörüyordu. Böylece “hepsi” kurtulabilecekti. Mrs.Hawking’in ne dediğini hatırlayın, “Hepsi.” Bu da demek oluyor ki, aslında bahsettiği koşullar bu koşullar. Zaman döngüsü içinde Jack nasıl ki Oceanic 6′lısının adaya tekrar dönmeleri için hırsla, azimle çalıştıysa, bu koşullar içinde çalışmış olmalı. Böylece “Hepsi.” kurtulacak, hepsi…